2. Gün: Sabah kahvaltısı sonrası ilk extramız yani ilave para ödenerek yapılan ilave tur gezisi için Barcelona ve İspanya'nın kuzeyine yani Fransa sınırına  yakın olan Girona ve Figueres şehirlerine doğru yola çıktık. İlk önce İspanya kuzeyinde ve Katalan bölgesinde kalan Girona şehrine girdik. İspanyolca yazılışı Gerona okunuşu ise Girona olan ve 600 yıldan fazla Catalan musevi cemaatının üzerinde yaşadığı bu güzel ve eski şehrin dar sokaklarında bir saat kadar dolaştık.



(Gerona'yı çocukluğumun ve erken gençlik dönemimi geçirdiğim ve de çok sevdiğim baba memleketim Amasya'ya benzettim. Zira onun da Amasya gibi ortasından böyle nehir akıyor. Gerçi Amasya Yalıboyunun muhteşem köşk ve evleriyle bu evler mukayese bile edilmez ama burada da nehrin iki kıyısında evler böyle sıralanıyor.)



(Gerona ortasında akan dere üzerindeki bu köprüde tabi ki, benim de fotoğraf çektirmem gerekiyordu.)



(Gerona Katedrali, özellikle dik merdivenleri ve merdivenlerinin yüksekliğiyle dikkati çeken anıtsal bir bina.)

Gerona'daki gezinti bittikten sonra Salvador Dali'nin müzesinin bulunduğu Figueras şehrine doğru yola çıktık. Bu şehir İspanya'nın Fransa sınırına yakın olan bir şehir. Şehrin asıl önemi şehirdeki Dali Müzesinden kaynaklanmakta. Müzede Dali'nin binlerce eseri bulunmakta. Aslında bu müze için ayrı bir yazı bile yazılabilir. Çeşitli tablolar, heykeller, illüzyon çalışmaları ve kendisinin çizdiği mücevher koleksiyonu. Muhteşem bir müze ve tabi ki çok etkileyici. Yılda bir buçuk milyon turist bu İspanya'nın en kuzeyinde ve biraz da sapa kalan bu şehirdeki müzeyi ziyaret ediyormuş.

(Müzenin dışından görünüşü. Binanın masalsı bir havası var. Çatıdaki yumurta şeklindeki nesnelerden, bahçesindeki araba ve heykeller; bina içindeki resimler, mücevherler, yatak, heykeller... Müze de her şey ama her şey normal değil!!! Bence bu müze; dahilikle delilik arasındaki bağlantılar kuran tüm hipotezlerin en büyük destekçisi.)



(Müzenin her yerinden değişik ve egzantirik bir sanat eseri çıkıyor. Burası da müzenin avlusu. Avlunun ortasındaki antika araba Salvador Dali'ninmiş.)



(Müzenin dış ve iç avlusu. Tek kelimeyle inanılmaz!!! "Dali büyüksün" dedirtiyor)



(Dali Müzesinin geniş holünün tavan resmi.)



(Avludaki büyük resim önünde kızım.)

(İç avludaki büyük ve muhteşem tablolar. Bu dahinin eserlerini görmek için milyonlar bu müzeye adeta akıyor. Yani Dali ölmüş gitmiş ama mezarından ülkesine hala dövizleri akıtıyor.)



(Figueres Kentindeki Dali Müzesinde bütün dünya milletlerinden insanlara rastlayabiliyorsun. Günün her saati korkunç bir kalabalık var. Jamaika veya başka bir ülkeden bu aile de zannediyorum izdihamdan yorulmuşlar, geniş salonda buldukları sandalyelere oturmuş, dinleniyorlar.



(Salvador Dali'nin çizdiği binlerce tablosundan biri.)

(Salvador Dali'nin kendini çizdiği portresi. Resimlerinde sıklıkla obje olarak kendisini çizmiş.)



(Müze içindeki ayrı bir salon. Herkes merdivenlerde sabırla sırasını bekliyor. Sıra halinde çıkılan bu merdivende bir delikten ayna gibi bir merceğe bakıyorsun. Aslında salonda birbirinden farklı yerlerde ve manasız gibi duran birbirinden ayrı bir sürü nesne, bu mercekten baktığın anda duvardaki iki tablonun gözler , yine duvara dayalı sehpanın burun olmasıyla, aşağıdaki fotoğrafta olduğu gibi sarışın bir Marilyn Monroe kafasına dönüşmekte. Buradaki olay gibi Dali'nin müzede bir sürü illüzyon çalışmaları var.)



(Burada merceğin ortasından bakılmadığı için sarışının kafası tam değil.)



(Evet merceğin ortasından bakış ve sarışının kafası tam olarak çıkmış.)



(Salvador Dali Müzesinin dış görünüşü.)



(Müzenin muhteşemliğinin verdiği biraz şaşkınlık ama aldığımız büyük hazla ayrılmadan önce müze önünde tabi ki pozumuzu verdik.)